6/07/2013

GEZİ PARKI ÇOCUKLARI...VE BABALARI

Olaylarda, polisin anlamsız şiddetine, gazına, copuna karşı çatışanlar ön planda. Çatışmalara bakıp marjinaller, aşırı uçlar, diye yaftalamak en kolayı. Halbuki o sis bulutunun ardında Gezi Parkı’nda sabahları ‘pilates eylemi’ yapan genç-yaşlı kadınlar, siyasi tercihini ‘Çare Drogba’ diye duvarlara yazan gençler, pankartlara ‘Bizim gibi üç çocuk ister misin?’ yazabilen keskin bir mizah var. Siyaseti krize sokacak asıl şey de bu.
Zannımca buradan çıkan ilk sonuç Türkiye’deki klasik paternalizm anlayışının bu eylemlerle birlikte yerle bir olması. Kabaca ‘devlet baba’ anlayışı olarak tanımlanan paternalizm bireye karşı her zaman devleti koruyan Türkiye’deki klasik algı biçimini yansıtır… Bugün sokaklara dökülenler artık ‘babalık’ makamının tasfiyesini arzulamakta. Gelenekçi babalarına karşı birey olduğunu kanıtlamaya çalışanlara benziyorlar. Birey olarak devlet babanın bekasıyla değil, kendileriyle ilgileniyorlar. En büyük ortak paydaları da çağımızın bireyselliğinden doğan farklılıkları. Müslüman anti-kapitalistle LGBT’yi, ulusalcıyla sosyalisti, apolitikle fanatiği bir araya toplayan payda bu. Bu yüzden siyasetin nobran diline karşı onlarınki alabildiğine alaycı. İktidarın da muhalefetin de bocaladığı alan bu…
(Radikal,07.06.2013)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder